Millet egemenliğinin üstünde hiçbir gücü tanımayacağımızı dünyaya haykırdığımız 15 Temmuz’un üzerinden 8 yıl geçti. O gün, demokrasimizi ele geçirerek istiklal ve istikbalimize darbe vurmak isteyen hainlere aziz milletimiz çelik iradesiyle “dur” demiştir. 

Tarihimizden aldığımız dayanışma ruhu ve yüreğimizdeki iman gücüne sığınarak yekvücut olduk. Ve o karanlık gecede Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde milletimiz ile Türkiye Yüzyılı’nın kapılarını araladık.

Milli şahlanışımızın yeniden başladığı o gün, aziz milletimizin destansı mücadelesiyle tarihe Demokrasi ve Milli Birlik Günü olarak geçmiştir.

Türkiye Yüzyılı’nda demokrasimiz, milli birliğimiz ve her alanda tam bağımsız Türkiye politikamız ile bölgemizde lider, dünyada söz sahibi bir ülke olarak geleceğe yürüyoruz.

Milli atılımlarla inşa ettiğimiz Türkiye Yüzyılı’nda kazanımlarımızı korumak, bayrağımızı ilelebet dalgalandırmak ve Türkiye Cumhuriyeti’ni payidar kılmak için şanlı tarihimizden aldığımız güçle çalışmaya devam edeceğiz.

Unutmayalım ki Türkiye’nin varlığı ve güçlü duruşu, ülkemizin huzuru, güvenliği için bir gereklilik olduğu kadar coğrafyamızın da geleceği demektir. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde masada ve sahada artık güçlü bir Türkiye var. Ve bu gücü Türkiye’nin huzuru, güvenliği için kullanırken bölgesel barışa da katkı sağlamayı esas alıyoruz.

Tüm kudretimiz ile FETÖ başta olmak üzere tüm terör örgütleriyle son terörist etkisiz hale getirilene kadar mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz.

Bu duygu ve düşüncelerle 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nü tebrik ediyor, vatanımızın bağımsızlığı için toprağa düşmüş tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize sağlık diliyorum. Yüreklerindeki iman gücü ve ellerinde bayraklarla 15 Temmuz gecesi demokrasimize sahip çıkan tüm vatandaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum.