2015 yılı bütçe görüşmeleri kapsamında, 2013 yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Tasarısının, 7. Maddesi üzerine söz alan Bakbak, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
'İktidara geldiğimiz günden beri partimizin en temel prensibi, millete hizmet olmuştur. 2023 hedefiyle başlattığımız kalkınma hamlemizin temel basamağı olan 2015 bütçesi; toplumun refahını artırmak, hayat standartını yükseltmek, istikrar ve güven içinde daha güçlü bir Türkiye yaratmak için gerekli her türlü ihtiyacı karşılayacak niteliktedir. 12 yıl boyunca iktidarımızın en öncelikli konusu insan, insanda da eğitim olmuştur.
2015 yılı bütçesinde yine en yüksek payı eğitime ayırıyoruz. Toplam eğitim ödeneklerini 87.4 milyar liraya çıkarıyoruz. Bu 2002’ye göre yaklaşık 7 katlık bir artış demektir.
77 milyonun sağlığı için, 81 milyar kaynak ayırıyoruz.
OECD ülkeleri arasında; bebek ölüm oranı ve doğumda gerçekleşen kadın ölüm oranlarına bakıldığında OECD ülkelerinin 30 yılda yaptığını biz 10 yılda yapmışız. Bunu biz söylemiyoruz Dünya Sağlık Örgütü söylüyor.
Bakınız, bütçenin 3’te birini yani 140 milyar lirayı memur ve işçiye ayırdık. Emeklilere ise 81 milyar lira kaynak ayırıyoruz.
Bu bütçe aynı zamanda bir yatırım bütçesidir. Kamu yatırımlarını, ülkemizin rekabet gücünü arttırma, bölgeler arası gelişmişlik farkını azaltma amacı ile mahalli idarelerin gelir payını %15 artırarak 44.7 milyar liraya çıkarıyoruz.
Günlerdir bu kürsüde tekrar tekrar anlatılmasına rağmen halen çiftçimizin zor durumda olduğu, devletin çiftçiyi kendi haline terk ettiği konuşuluyor. Çiftçimize bu bütçeden 13 milyar lira kaynak ayırdık. Türkiye bugün tarım sektöründe Dünya’da 7. , Avrupa’da 1. Sırada. Avrupa’nın en büyük 6. Ekonomisi konumundayız. Dünyada en çok turist alan 6. ülkeyiz. 3. Havalimanı, 3. Köprü, Nükleer Enerji Santralleri… Daha nice dev projeyi hayata geçirmek üzereyiz.
İktidarımız süresince, hedeflerimiz ve ideallerimiz doğrultusunda hareket ederken, diğer modern batılı uluslar gibi yalnız kendi menfaatimizi gözeten bir anlayışta olmadık. Evrensel kabul ettiğimiz hiçbir hakkın bir Suriyeliden, Filistinliden, Iraklıdan da, alınmasına razı olmadık. Bu anlamda İnsan Haklarını; kendi vatandaşına hak, diğerlerine haram görenlere de insanlık dersi vermeye devam ediyoruz.
Milli Mücadelenin, vatan savunmasının destanlaşan kalesi; Gaziantep’imizin kurtuluş yıl dönümü olan 25 Aralık gününe az bir zaman kalmışken, sizlerle güzel Antep’imizi nereden nereye getirdiğimizi paylaşmak istiyorum.
Son on iki yıl içinde üniversite sayımızı 4’e çıkardık.
5 bin olan derslik sayımızı 12 bine yükselttik.
7500’ü kentsel dönüşüm kapsamında olmak üzere 21 bin yeni konut yaptık.
Çiftçimize toplamda 896 Milyon tarımsal destek sağladık.
Şehrimizi ziyaret eden turist sayısı 2002‘de 156 binken, 2014’te 430 bini aştı.
Aktif sigortalı sayısını % 111 yükselttik.
Sadece Organize Sanayi Bölgelerimizde 120 bin kişiye istihdam sağladık.
İşte!!! Yapılan tüm bu yatırımlar ve harcanan onca emek sayesinde Gaziantepli, şuanda 6. hatta 7. Organize Sanayi Bölgesi için gün sayıyor; açılacak sanayi alanları ile İslahiyeli, Nurdağlı genç gelecek kaygısı taşımıyor;
İşte!!! Bu yüzden Zeugma UNESCO Dünya Kültür Mirası Aday listesine girebildi; Yavuzeli tarihi dokusu ve doğal güzelliğiyle eşsiz, Rum Kalesiyle, adını Dünya’ya duyurabildi; Karkamış Türkiye’nin en çok turist çeken ilçesi olmak için çabalıyor.
İşte!!! Bu yüzden İslahiye’nin üzümü ve kırmızı biberi tüm Dünya ile buluşabildi; Nizip’in fıstığı marka haline gelebildi.
İşte!!! Bu yüzden Oğuzelili ve Arabanlı çiftçi ürünümü nasıl sularım diye düşünmüyor.
İşte!!! Bu yüzden hızla yenilenen Şahinbey ve Şehitkamil’ de insanlar yeni evlerine kavuşmanın sevincini yaşıyor.
Kısacası AK Partiyle Gaziantepli geleceğe her zamankinden daha fazla umutla bakıyor.
Üstad Necip Fazıl’ın dediği gibi ‘Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım.’